Bağımlılık Beyni Nasıl Ele Geçirir?

Bağımlılığı Anlamak: Bağımlılık Beyni Nasıl Ele Geçirir

Bağımlılığın üstesinden gelmek tahmin ettiğinizden çok daha zor olabilir neden mi? Çünkü bağımlılık beyninizin kimyasal yapısını ve maddeyi bırakma motivasyonunuzu olumsuz yönde değiştirir. Bu durumda bağımlılığınızın nedenlerini anlamak bağımlılıklarınızdan kurtulmanıza ve sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir.

Bağımlılık

Bağımlılık, bir maddeye veya aktiviteye çok yoğun bir biçimde istek duymayı, kontrolsüz kullanımı ve olumsuz sonuçlara rağmen söz konusu madde veya aktiviteyle ilgilenmeye devam etmeyi içerir. Bağımlılık, ilk olarak haz alma mekanizmasını bozarak daha sonra ise öğrenme, dikkat, konsantrasyon ve motivasyon gibi diğer normal mekanizmaları bozarak beyni değiştirir.

Bağımlılığa ne sebep olur?

"Bağımlılık" kelimesinin kökeni Latinceden gelen “addicere” kelimesine dayanıp “kendini adama" "köleleştirilmiş”,” bağlı" gibi anlamlara gelmektedir.

Bağımlılık yapıcı madde veya aktivite beyin üzerinde uzun süreli ve güçlü bir etki yaratır, bu etki kendini genellikle üç farklı şekilde gösterir: bağımlılık maddesine karşı aşırı istek duyma, maddenin kullanımı üzerinde kontrolün ortadan kalkması ve kişinin hayatında yarattığı olumsuz sonuçlara rağmen madde kullanmaya devam etme.

Uzun yıllar boyunca uzmanlar bağımlılığa sadece alkol ve uyuşturucu maddelerin neden olabileceğini düşünüyorlardı. Fakat MR teknolojileri ve yapılan yeni araştırmalar, kumar, alışveriş, yemek, sosyal medya ve seks gibi aktivitelerin de beyni ele geçirebileceğini ve bağımlılığa yol açabileceğini göstermiştir.

Bağımlılığa dair yeni bakış açıları

Hiç kimse bir bağımlı olmayı düşünerek madde kullanmaya başlamaz, ancak birçok kişi istediğim zaman bırakırım düşüncesiyle bağımlılığın tuzağına düşer.

1930'larda, araştırmacılar bağımlılığın nedenlerini araştırmaya ilk başladıklarında, bağımlı olan insanların ahlaki açıdan kusurlu veya iradesiz olduğuna inanıyorlardı. Bağımlılıktan kurtulmak için kötü niyetli kişileri cezalandırmayı ve iradeyi terbiye etmeyi savunuyorlardı.

O zamandan beri yapılan araştırmalarla bu fikirlerde değişiklikler oldu. Bugün bilim dünyası olarak bağımlılığı hem beyin yapısını hem de işlevini değiştiren kronik bir hastalık olarak görüyoruz. Tıpkı kardiyovasküler bozukluğun kalbe zarar vermesi ve diyabetin pankreasa zarar vermesi gibi, bağımlılık da beyne zarar vermektedir.

Haz prensibi

Beyin, psikoaktif bir uyuşturucudan tutunda parasal bir ödülden, cinsel birlikteliğe veya güzel bir yemeğe varana dek tüm hazları aynı şekilde kaydeder. Beyinde hazzın belirgin bir imzası vardır: dopaminin salınımı. Nikotinden tutunda eroine kadar tüm uyuşturucu maddeler, beyinde bir dopamin artışına neden olur. Bir uyuşturucu maddenin veya aktivitenin (kumar vb.) bağımlılığa yol açma olasılığı, ilgili maddenin veya aktivitenin kullanma yöntemine, miktarına ve sıklığına göre değişmektedir.

Beynin Ödül Merkezi

 

Bağımlılık yapan maddeler, nucleus accumbens'i (beynin ödül merkezi) dopaminle doldurarak beynin ödül sistemine bir kısayol sağlar. Hipokampüs (hafıza merkezi) bu hızlı tatmin ve haz duygusunu hafızaya kaydeder ve amigdala (duygu merkezi) belirli uyaranlara (madde veya aktivite) karşı şartlandırılmış bir tepki yaratır.

Bağımlı olmayı nasıl öğreniyoruz?

Araştırmacılar bir dönem, hazzın tek başına insanların bağımlılık yaratan bir madde veya aktiviteyi aramaya devam etmesi için yeterli olduğunu sanıyorlardı. Yeni araştırmalar ise durumun sandığımızdan daha karmaşık olduğunu öne sürüyor. Dopamin sadece haz yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda öğrenme ve hafızada da rol oynuyor bu da bize bir şeyi sevmekten, haz almaktan ona bağımlı olmaya geçişteki iki temel unsurun (öğrenme ve hafıza) önemini ortaya çıkarıyor.

Bağımlılık hakkındaki teoriye göre, dopamin beynin ödül ile ilişkili öğrenme sistemini ele geçirmek için başka bir nörotransmitter olan glutamat ile etkileşime girer, böylelikle insanın hayatta kalması için gereken aktiviteleri (yemek yeme ve seks gibi) haz ve ödülle ilişkilendirir bu da yaşamın devamı için önemlidir.

Bağımlılık yapıcı madde veya aktiviteye tekrar tekrar maruz kalmak, nucleus accumbens (beynin ödül merkezi) ve prefrontal korteksteki (beynin planlama ve yürütmeyle ilgili bölgesi) sinir hücrelerinin, bir şeyi beğenmekle o şeyi istemeyi birleştirmesine neden olur. Bu da insanların o maddeyi ya da aktiviteyi aramaya yani haz kaynağını aramak için harekete geçmeye motive eder.

Bağımlı olabilir misiniz?

Bağımlı olup olmadığınızı anlamak kolay değildir, bağımlılığınız varsa bunu kabul etmek hiç kolay değildir. Bu noktada büyük ölçüde bağımlılıkla ilişkilendirilen etiketlenme, dışlanma ve utanç nedeniyle kısmen de olsa haklı sebepleriniz. Fakat bağımlılığı kabul etmek iyileşmeye doğru atılan ilk adımdır.

Aşağıdaki üç soruyu dikkatlice okuyunuz herhangi birine "evet" cevabı vermeniz, bağımlılık sorununuz olabileceğini veya daha fazla değerlendirme ve rehberlik için bir bağımlılık uzmanına danışmanız gerektiği konusunda size yol gösterebilir.

  • Maddeyi geçmişte olduğundan daha fazla veya daha sık mı kullanıyor musunuz?
  • Maddeyi kullanmadığınızda yoksunluk belirtileri yaşıyor musunuz?
  • Madde kullanımınız veya maddenin sebep olduğu davranışlar hakkında herhangi birine yalan söylediniz mi?

Toleransın geliştirilmesi

Beyin zamanla, bağımlı olunan maddeden veya aktiviteden daha az haz alacak şekilde uyum sağlar. Normal şartlarda doğada ve insan yaşamında, ödüller genellikle zaman ve çabayla kazılır. Bağımlılık yapan maddeler ve davranışlar ise bunu kestirme yoldan yapar. 

Örneğin, bağımlılık yapan maddeler doğal ödüllerin 2 ila 10 katı kadar dopamin salgılayabilir ve bunu daha hızlı bir şekilde yapabilirler. Bu durumda bağımlı olan bir kişide beyin reseptörleri aşırı yüklenir. Bu aşırı yüklemeye karşı beyin daha az dopamin üreterek veya dopamin reseptörlerini ortadan kaldırarak tepki verir; bu, ses ve gürültünün çok yüksek olduğu durumlarda hoparlörün sesini kısmaya benzer bir uyum sağlama çabasıdır. Bu uyum sağlamanın sonucu olarak, dopamin beynin ödül merkezi üzerinde daha az etki bırakır. Bağımlılık geliştiren kişiler zamanla maddenin kendilerine eskisi kadar zevk vermediğini fark ederler.  Eski hazza ulaşmak için daha fazlasını almak zorunda kalırlar çünkü beyinleri artık uyum sağlamıştır.

Bağımlılık size zorbalık yapıyor

Tolerans oluştuktan sonra zorlama devreye girer. Bağımlılık yapan maddeler veya aktiviteler sonucu alınan haz azalır ancak yine de istenen hazzı elde etme isteği devam eder. Bu noktada daha önce bahsettiğimiz öğrenme süreci de devreye girer. Hipokampüs (hafıza merkezi) ve amigdala (duygu merkezi), istenen maddeyle ilgili tüm çevresel ipuçları depolar ve böylece madde tekrar bulunabilir. Bu öğrenme, kişi herhangi bir çevresel ipucuyla karşılaştığında koşullu bir yoğun isteğe dönüşür.

Örneğin alkol bağımlısı biri gördüğü bir içki bardağından sonra tekrar alkol içmeye gidebilir veya bağımlı arkadaşını gören biri onun çağrıştırdığı duygularla madde kullanabilir. Bu koşullu öğrenme, tedavi olmuş bireylerin yıllarca maddeden uzak durduktan sonra bile tekrarlama riskine neden olabilir.

Bağımlılıktan kurtulmak mümkündür

Hayatınızda sadece “hayır” demek yeterli değildir, bunun yanında diğer şeylere "evet" diyerek (tedavi, iş, aile, sağlıklı yaşam, hobiler…) kendinizi bağımlılıktan koruyabilir ve iyileştirebilirsiniz. Bu noktada hayatınıza anlam katan çeşitli ilgi alanları geliştirmeniz size çok yardımı dokunacaktır. Hayatta bazen sorunların olabileceğini ve bunların geçici olduğunu ve belki de en önemlisi, hayatın her zaman zevkli olması gerekmediğini kabul edin.

 

Klinik Psikolog/Bağımlılık Danışmanı

Erhan İMRE


WhatsApp
Hemen Ara